17 Nisan 2015 Cuma

SOLUNUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ




SOLUNUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ


Solunumun değerlendirilmesi ilk muayene ile başlar. Amaç, ilk anda hastanın yaşamını tehdit eden bir sorun varsa, sorunu saptayarak ortadan kaldırmak ve soluk yolunun devamlılığını sağlamaktır. İlk muayeneyi pratik açıdan uygunsa baştan ayağa (ikinci ) muayene takip etmelidir.


İLK DEĞERLENDİRME
İlk muayenede amaç, hastanın yaşamsal fonksiyonlarını tehdit eden bir unsur varsa onu saptamaktır. Öncelikle bak - dinle - hisset yöntemiyle solunum değerlendirilir. Kişinin solunumu horlama veya hırıltı şeklindeyse, muhtemelen soluk yolunda sorun vardır. İkinci olarak solunumun yeterli olup olmadığı değerlendirilir. Hasta bilinçli ise ve zorlanmadan konuşabiliyorsa, hastanın soluk yolu açık ve solunumu yeterli demektir.

Bilinç düzeyi değişken hastalarda ileri değerlendirme yapılmalıdır. Hastanın göğüs hareketleri değerlendirilmelidir. Normalde kişinin göğsü her nefes alışta yükselir, her nefes verişte alçalır. Erişkin kişinin solunum sayısı genelde dakikada 12 ila 20 arasındadır. Düzenli aralıklarla ve kendiliğinden gerçekleşir (spontan ). Düzensiz solunum, ciddi bir sorun olduğunu düşündürür ve oksijen desteği gerektirir. Göğüs bölgesi asimetrik hareketler açısından izlenmelidir. Göğsün bir tarafı yükselirken diğer tarafı yükselmiyorsa buna paradoksal solunum denir ve yelken göğsü düşündürür.

Hastanın solunumu yoksa yada soluk yolunda bir sorunu olduğunu düşünüyorsanız, yaralanma durumuna uygun olarak başa pozisyon verilen manevralardan birini kullanarak soluk yolunu açın. Soluk yolunun açıklığı sağlandıktan sonra solunumu değerlendirin. Solunum yeterliyse, oksijen verildikten sonra dolaşım değerlendirilir. Solunum yetersizse veya yoksa, suni solunuma başlanır. Hastanın solunumunu desteklemek üzere bag valv mask (balon maske ), demand valv resüsitatör; nazofarengeal airway, orofarengeal airway, endotrakeal tüp gibi araç gereçler kullanılmışsa, göğüs hareketleri izlenir. Amaç, işlem doğru yapılıyor mu, malzeme doğru yerleştirilmiş mi onu saptamaktır. Solunumun değerlendirilmesi, soluk yolunun açıklığının sağlanması, solunumun desteklenmesi ve kullanılan araç gereçler daha sonra anlatılacaktır.



İKİNCİ DEĞERLENDİRME


İlk muayenede amaç, yaşam bulgularını hemen değerlendirerek, varsa yaşamı tehdit eden unsurun ortadan kaldırılmasıdır. İkinci muayene daha ayrıntılıdır.

Öykü Alma: Öncelikle var olan sorunla ilgili kısa bir öykü almaya çalışın. Henüz yenilmiş veya içilmiş bir şeyin ardından mı gerçekleşmiş? Yaralanma olmuş mu? Bu sorulara alınan yanıtlar, soruna yol açan nedeni bulmaya yarayabilir. Sorun aniden mi yoksa artarak mı ortaya çıkmış ? Alerji veya anaflaksi öyküsü var mı ? Yaralanma söz konusu ise nasıl olmuş ? Bu sorulara alınan yanıtlar sorunun tedavisini etkileyebilir. Örneğin, boyundaki künt bir yaralanma, larengeal yaralanmaya dolayısıyla solunum sıkıntısına neden olabilir.

Baştan Ayağa Muayene: Öykü aldıktan sonra, dikkatinizi fiziksel muayeneye vermelisiniz. Solunumun yeterliliğini değerlendirirken deriye de göz atın. Çünkü deri rengi, hastanın oksijenlenme durumu hakkında oldukça önemli bilgiler verecektir. Solunumun bozulduğu erken dönemde, oksijen eksikliği sempatik sinir sistemini uyarır. Daha sonra deri rengi soluk bir hal alır ve terleme görülür. Siyanoz, solunum yetmezliğinin diğer bir bulgusudur. Hemoglobine oksijen bağlandığında kanın rengi parlak kırmızı olurken, oksijensiz hemoglobin kana koyu renk verdiğinden derinin rengi koyulaşarak, özellikle mukozalar morumsu bir renk alır, buna siyanoz denir. Ancak, dokuda şiddetli hipoksi olmadıkça bu güvenilir bir bulgu değildir. Siyanoz genellikle dudaklar, tırnaklar ve deride görülür. Kırmızı deri döküntüsü, özellikle arı sokmasında olduğu gibi, alerjiyi gösterirken, derinin kiraz kırmızısı renge dönüşmesi karbon monoksit zehirlenmesinin son döneminin göstergesi olabilir.

Solunum sayısının doğru belirlenmesi önemlidir. Solunum sayısındaki artma yada azalma solunum yetmezliğinin en erken bulguları olabilir.

Solunum yetmezliğinin bir başka belirtisi ise, yardımcı solunum kaslarının kullanılmasıdır. İnterkostal veya suprasternal çekilmelerin olması yada karın kaslarının kullanılması, yardımcı solunum kaslarının solunuma katıldığını gösterir. Bebek ve çocuklarda, burun kanatlarının solunuma katılması ve hırıltılı solunum, yetmezlik belirtisidir. Çomak parmak, özellikle uzun süreli kalp yetmezliği ve/veya solunum yetmezliği olan hastalarda görülür.

Solunumun değerlendirilmesindeki diğer aşamalar inspeksiyon ve oskültasyondur. Önce ağız ve burundaki hava hareketi dinlenir. Daha sonra göğüs steteskopla dinlenir. Hastane öncesi oskültasyonda steteskop sağ ve sol apekse (klavikulaların hemen altına), sağ ve sol orta kısma (sekizinci veya dokuzuncu interkostal aralığa, klavikula orta hattına), sağ ve sol aksilla orta hattına (dördüncü veya beşinci interkostal aralığa, göğsün yan tarafına) yerleştirilir. Sırtta da steteskop altı noktaya yerleştirilerek akciğer sesleri dinlenebilir. Hastanın durumu uygunsa, sırttan dinleme önden dinlemeye tercih edilmelidir. Çünkü sırttan dinlerken kalp sesleri ile akciğer sesleri birbirine karışmaz. Ancak hastanın soluk yolunu açık tutmak üzere hasta sırt üstü yatıyorsa önden ve yandan dinleme tercih edilir.

STETESKOP OLMADAN HASTANIN YAKININDA IKEN DUYULABILECEK SESLER:

*Horlama ( Snoring ): Üst soluk yolunun, dil ile kısmen tıkanması sonucu duyulur.

*Çağıldama ( Gurgling ): Kan, kusmuk veya diğer sekresyonların üst soluk yolunda birikmesi sonucu gargara yapar gibi duyulan sestir.

*Stridor (horoz ötüşü veya köpek havlaması şeklinde tanımlanır): Larenks ödeminde veya soluk yolunun aşırı daralmasında, soluk alırken ( inhalasyon ) duyulan kaba, yüksek sestir.



*Sessizlik : Solunum sesinin olmamasıdır. Oldukça kötü bir bulgudur, soluk yolunda veya solunumda ya da her ikisinde birden sorun olduğunu gösterir.




Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder