SUNİ SOLUNUM
Yapay solunum, kurtarıcı soluk, pulmoner resüsitasyon adı da verilen ancak daha çok suni solunum olarak bilinen bu işlemin amacı, vücudun karşılayamadığı oksijen gereksinimini dışarıdan destekleyerek karşılamaktır. Öğrenciler çoğunlukla, kurtarıcının akciğerlerinden gelen havanın solunumu durmuş kişiye nasıl yeterli oksijen sağladığını merak etmektedirler. Atmosferde bulunan % 21 oranındaki oksijenin sadece % 5 i kullanılmakta ve soluk verirken % 16 sı atmosfere geri dönmektedir. Dolayısıyla solunumu durmuş olan kişiye, kurtarıcıdan yeterince oksijen ulaşmaktadır. Ancak suni solunumun etkin olabilmesi için ilave oksijen vermek gerekir. Böylece hastanın yaşama şansı artacaktır. İlave oksijen olsun olmasın, suni solunum hemen başlatılmalıdır. Suni solunum birkaç şekilde yapılabilmektedir: ağızdan maskeye, ağızdan ağza, ağızdan buruna, ağızdan stomaya ve ağızdan ağza ve burna olmak üzere.
AĞIZDAN MASKEYE SUNI SOLUNUM: Suni solunum için kullanılabilecek basit malzemeler mevcuttur. Bunları kullanmak suni solunum yapan kişiyi enfeksiyonlara karşı koruyacağından tercih edilmelidir. Ancak unutmayın ki bu malzemelerin bulunmadığı durumlarda bir AABT olarak ağızdan ağza suni solunum yapmak durumunda kalabilirsiniz. Bu malzemelerden biri cep maskesi diğeri ise bag valve mask veya diğer bilinen ve en çok kullanılan adıyla "ambu"dur. Cep maskesi, hastanın ağzını ve burnunu kapatacak şekilde yerleştirilir ve üstteki delikten soluk verilir.
AĞIZDAN AĞZA SUNI SOLUNUM: Burada suni solunum, herhangi bir yardımcı gereç kullanılmadan gerçekleştirilmektedir. Ağızdan ağza suni solunum, hastanın solunumu durduğunda veya hastanın solunumunun derinliği ve sayısı yaşamını sürdürebilmesi için yeterli olmadığı durumlarda uygulanır. Unutmayın: suni solunum öncesi soluk yolu açık olmalıdır. Bunun için, yukarıda bahsedildiği şekilde hastanın başına durumuna uygun pozisyon verilmelidir. Suni solunum için izlenecek adımlar:
1. Hastanın bilinç durumunu saptayın; hastanın omuzlarından hafif kavrayarak “ iyi misiniz ? “ diye sorun.
2. Tepki yoksa, yalnızsanız SUNİ SOLUNUMA BAŞLAMADAN ÖNCE 112’ yi veya bağlı olduğunuz haberleşme merkezinizi arayarak yardım isteyin.
3. Hastanın durumuna uygun baş pozisyonunu vererek soluk yolunu açın.
4. Hastanın soluk alıp almadığını ( bak-dinle-hisset ile ) kontrol edin.
5. Baş pozisyonunu koruyarak hastanın burnunu işaret ve baş parmaklarınızla kapatın. Eğer cep maskesi kullanacaksanız; maskenin tepe kısmını burnun üzerine, yuvarlak olan alt kısmını ise dudak ile çene çıkıntısı arasındaki çene çukuruna yerleştirin.
6. İki yavaş soluk ( her bir soluğu 1 saniyede ) verin. Soluk vermek üzere:
Ağzınızı açın ve nefes alın. Ağzınızla hastanın ağzını iyice kavrayarak dışarı hava kaçmayacak şekilde kapatın ve soluğu verin(balon üfler gibi). Çok güçlü ve çok fazla miktarda soluk vermenin yararı olmadığı için; soluğu bir saniyede vermeye ve sadece göğüs kafesini yükseltecek miktarda vermenizde yarar var.
Verdiğiniz soluğun göğüs kafesini yükseltip yükseltmediğini gözleyin ve akciğerlerin direncini hissedin. Soluk verdikten sonra, soluğun kendiliğinden geri çıkabilmesi ve tekrar nefes alabilmeniz için hastanın ağzını açık bırakın ve bu arada göğüs kafesinin inişini izleyin.
Maske varsa maskenin yüze yerleştiğinden emin olun ve soluğunuzu delikten verin.
Tekrar nefes aldıktan sonra işlemi tekrarlayın.
7. Başladığınız suni solunuma rağmen hastanın spontan solunumu geri dönmezse, karotid nabza bakın. Eğer nabız alınamıyorsa, hemen TYD ne (kardiyopulmoner resüsitasyona; CPR, KPR ) başlayın. Eğer nabız alınıyor ama solunum yoksa; her 5 saniyede bir soluk verin ve her iki dakikada bir nabzı değerlendirin.
Suni solunuma, hastanın solunumu döndüğünde veya başka eğitimli / ilgili kişiye devrettiğinizde son verebilirsiniz. Ağızdan ağza suni solunumda rastlanan bazı sorunlar:
Soluk verirken kaçak olması. Nedeni kurtarıcının ağzı, hastanın ağzını yeterince iyi kapatmamıştır veya maske kullanılıyorsa maske doğru yerleştirilmemiştir.
Hastanın burnu parmaklar arasında iyi sıkıştırılmamıştır.
Baş pozisyonu bozulmuştur veya başa pozisyon verilmemiştir.
Hastanın ağzı nefes vermek üzere yeterince açılmamıştır.
Soluk yolundaki yabancı cisimler ( kusmuk, kan vd ) vardır.
Bu sorunlardan herhangi biri söz konusuysa, verilen solunumun anlamı yoktur çünkü soluk hastaya gitmediğinden hiç solutulmamış olacak ve çabalar boşa gidecektir.
AĞIZDan burna suni solunum: Genellikle ağızdan ağza suni solunum yapılamadığında; örneğin, ağzında veya alt çenesinde ağır yaralanması olan hastalarda, tercih edilir. Yine ağzında diş olmayan kişilerde ağzı kapatmak mümkün olmadığından ağızdan burna suni solunum tercih edilmektedir. Uygulama ağızdan ağza suni solunum ile aynı olmasına rağmen bir kaç farklılık vardır:
Bir el soluk yolunun açıklığını sürdürmek ve başın pozisyonu korumak için hastanın alnında dururken, diğer el ile ağız kapatılır.
Hastanın burnu açık kalır.
Hastanın ağzı iyice kapatıldıktan sonra alınan nefes burundan verilir.
Verilen nefesin rahatça çıkabilmesi için, burun açık bırakılırken ağız da hafif aralanır. Bu arada kurtarıcı nefes alır.
AĞIZDAN STOMAYA SUNI SOLUNUM: Nadiren de olsa stomalı hasta ile karşılaşabilirsiniz. Stoma, hastanın trakeasının kısaltılarak boyun kısmından dışarıya delik şeklinde açılmasıdır. Birkaç milimetre çapındadır. Bazen stomada iç içe geçmiş iki tüp vardır. Bu tüpler plastik veya metaldendir. Tüp olsa da olmasa da suni solunum işlemi aynıdır. Öncelikle stomayı kontrol edin tıkanma olabilir ve temizlenmesi gerekebilir. Sakın tüpleri yerinden çıkarmayın. Tüpleri yerindeyken temizleyin, bunun için bir gazlı bez veya mendil kullanabilirsiniz. Stomanın çevresindeki mukus veya yabancı cisimleri temizleyin. Stomanın içini temizlemek üzere, steril aspirasyon sondası ile trakeayı aspire edebilirsiniz. Sondayı 7 - 12 cm’ den fazla içeri sokmayın. Birkaç saniye içinde aspire edin. Stomanın kısmen de olsa açıklığını sağladıktan sonra ağızdan stomaya suni solunumu başlatın. Eğer elinizde bebek cep maskesi varsa enfeksiyondan korunma önlemi olarak suni solunum için onu kullanabilirsiniz. Maskenin stomayı yeterince kapattığından ve verdiğiniz soluğun hastaya ulaştığından emin olun. Uygulama ağızdan ağza suni solunum ile aynıdır.
ÇOCUKTA VE BEBEKTE SUNI SOLUNUM: izlenecek adımlar ve solunumun veriliş yolu erişkinle aynıdır. Dakikada vereceğiniz soluk sayısı erişkinde 8-10 iken, çocukta ve bebekte ise 12- 20 olmalıdır. Ayrıca bebekte baş ekstansiyonda olmalıdır. Çünkü erişkinde olduğu gibi baş hiper ekstansiyona getirilirse, bebekte soluk yolu tıkanır. Yine erişkinden farklı olarak bebekte, soluk ağızdan ağız ve burna birlikte verilir. Nedeni, ağız ile burun arasındaki mesafe bebkte kısadır.
GASTRIK DISTANSIYON: Bazen soluk yolunun kapalı olması nedeniyle ya da farkında olmadan çok kuvvetli(basınçlı) veya fazla miktarda soluk verildiğinde, hastanın midesine dolabilir ve şişkinliğe sebep olabilir. Gastrik distansiyon özellikle bebeklerde ve çocuklarda sıklıkla görülmekle birlikte, erişkinlerde de görülebilir. Hafif bir şişkinlik önemli değilken ileri derecedeki mide şişkinliğinde iki sorunla karşı karşıya kalabiliriz:
Birincisi, hava ile dolan mide diyafragmaya basınç yaparak akciğer hacmini azaltır.
İkincisi, regürjitasyon (mide içeriğinin soluk yoluna dolması) ve kusma ( mide içeriğinin basınçla dışarı çıkması )olasılığıdır. Her iki durumda da soluk yolu tıkanabilir, mide içeriği akciğerlere dolarak akciğer dokusunda hasara neden olabilir. Hatta pnömoni gelişebilir.
Gastrik distansiyonu önlemenin en doğru yolu hastanın başına uygun pozisyonu vermek, çok kuvvetli ve fazla miktarda soluk vermekten kaçınmaktır. Soluk yolunun kapanmasına başın yanlış pozisyonu neden olur.
Gastrik distansiyon gelişmişse kusmaya karşı hazırlıklı olun. Kustuğunda hemen hastayı yan yatırın ki kusmuk soluk yolunu tıkamasın. Aspirasyona hazırlıklı olun, hastanın ağız içini ve boğazını aspire edin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder